Karantinada on ay geçirdikten sonra geçen zaman kafamı karıştırmaya başladı. Hayat küçüldü ve gri renkli rutiniyle saatler akıp gitmeye başladı. Bununla birlikte, “gerçek” hayatımın, ardında kaçırılmış fırsatlar bırakarak, dışarıda bir yerlerde yanıp söndüğünü hissediyordum.
Aralık ayında, yaşlı kayınvalidem ve kayınpederim peş peşe Covid’den öldüler. Bir, iki derken ölümün kaçınılmazlığını acı bir şekilde hatırlattılar.
Kanepemde sessizce otururken, içimi ısıtan şarapların arasında ciddi ciddi düşündüm.
Buradaki zamanımı iyi kullanıyor muydum?
Daha önce de depresyon yaşamış, minnet duyduğum terapi ve ilaçlar sayesinde iyileşmiştim. Ancak bu durum farklıydı.
Bu seferki daha varoluşsaldı.
Bir felsefi danışmana danışmaya karar verdim.